1492 yılında İspanya Krallığı,  topraklarında yaşayan Müslüman ve Yahudilerin ülkeyi terk etmelerini isteyince Müslüman ve Yahudilerin tek sığınabilecekleri güvenli devlet Osmanlı İmparatorluğu idi.  Zira Osmanlı İmparatorluğu Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler için hukuki bir nizam getirmiştir, nakdi sorumluluğu yerine getirmek ve Müslümanları rahatsız etmemek şartıyla değişik dini inançlara bağlı vatandaşlarına serbestlik getirmişti.  

       İspanya’dan Müslüman ve Yahudi göçü 1492- 1512 yılları arasında hızlandı, Sultan 2. Beyazıt’ın gemiler göndermesi ile Müslüman ve Yahudiler katliamdan kurtarılmıştır. Sefarad gurupları Rumeli yolu ile Edirne, İstanbul, İzmir, Bursa, Manisa gibi şehirlere yerleştirilmiştir. 1531 tarihli kayıtlarda Manisa’da 88 haneden ibaret bir Yahudi gurubun olduğu görülmektedir, 1500-1510 yıllarında nüfuslarının arttığı tespit edilmiştir, Yahudilerin bir kısmı ev satın alırken bir kısmı da kiralık evlerde ikamet etmektedirler. Tarım alanlarının geniş olması dolayısıyla pamuk, üzüm ve hububat ürünlerinin bol miktarda yetiştirilmesi, dokumacılık, ipekçilik ticaretinin gelişmiş olması nedeniyle Yahudiler Manisa ticaretinde önemli bir yere gelmişlerdi, diğer şehirlere ve dış ülkelere mal satımında aracılık yapmakta idiler, bu sebeple bol kazanç elde etmekte idiler. 17. Yüzyıla kadar Manisa’da Yahudilerden başka azınlık bulunmamaktadır, ancak 17. Yüzyıldan sonra Rum ve Ermeniler Manisa’ya yerleşmeye başlamışlar ve Yahudilerin elindeki ticari imkanları almaya başlamışlardır.

       Tahrir Defteri kayıtlarına göre 1531’de 500, 1575’e 700 Musevi yaşarken Manisa doğumlu Musevi çocukların çoğalması ile nüfusları çoğalmış ve 1841 yılından itibaren Manisa’da dört adet Sinagog inşa edilmiş, bu sinagoglara Hahamlar tayin edilmiştir. Böylece Musevi cemaati resmi olarak temsil edilme hakkına sahip olmuşlardır.  Sadece Merkezde değil Alaşehir, Turgutlu, Salihli ve Akhisar gibi ilçelerde de ikamet etmişler ve ticari hayatlarını devam ettirmişlerdir.  Manisa’ya yerleşen Yahudilerin bir kısmı devletin desteği ile çuha denilen ince yün kumaş dokumacılığı yaparken bir yandan da kumaş dokuma sanayini geliştirmişlerdir. Ancak ilerleyen yıllarda Ermeni ve Rum tacirlerin piyasaya hakim olmaları, yabancı ülkelerden daha ucuz fiyata kumaş ithal edilmesi, piyasada rakiplerin çoğalması gibi sebeplerle Yahudi dokumacılar Manisa’dan İzmir’e göç etmek zorunda kalmışlardır.

        16. yüzyılın ilk 20 senesinde nüfusları 15.000 olan Yahudi nüfus 18. yüzyılda daha da artarken 19. Yüzyılda ise ekonomik sebeplerle azalmaya başlamıştır.  1919 yılın Mayıs ayında Manisa’nın Yunanlılar tarafından işgal edilmesiyle Yunan işgal kuvvetleri ve yerli Rum ve Ermeni çeteler sadece Türklere değil aynı zamanda Yahudilere de zülüm, baskı ve şiddet uygulamışlar, mallarını gasp etmişler, Museviler de katledilmişlerdir. Museviler, Yunan işgal kuvvetleri ile işbirliği yapmamışlardır. Cumhuriyet döneminde de Yahudiler Manisa’da yaşamaya devam etmişler, zamanla İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlere göç etmişler, gitgide nüfusları azalmış, 1948 yılında İsrail devletinin kurulması üzerine bir kısmı İsrail’e göç etmiştir. 1960’lı yıllarda pek az kişi kalmış en son Yahudiler de 1970 yılından sonra tamamen göç etmişlerdir. Yahudilerden geriye Çatal- 1 Mezarlığında duvarla çevrili bir mezarları kalmıştır. Turgutlu ilçesindeki sinagog terk edilmiş, restore edilmeyi beklemektedir ve bazı Musevi dini kitapları, tarihi Tevrat ve Davut yıldızı ve şamdanları halen Turgutlu Kent Müzesinde sergilenmektedir. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.