Şehrin anlatacağı o kadar hikâye var ki anlamak isteyenler için binlerce yıllık birikimi barındırıyor.

Cumhuriyeti gören nesiller aramızda değil. Ancak Cumhuriyeti gören nesillerin yetiştirdiği ikinci kuşak içinde yaşayan ve hatırlarıyla şehri kuşatmaya devam edenler hazine değerinde insanlardır.

Manisa gibi işgal, yağma, talan, katliam ve yangını yaşayan şehirler pek fazla değildir.

Şehrin yanıp yıkılmasında birinci derece rol oynayan 1922’li yıllarda yaşayan Yunanlıların torunlarını 1940’lı yıllarda kapılarımızı açmış ve onlara ev sahipliği yapmışız! Bu alicenaplık her millete bahşedilmiş bir üstünlük değildir. Türk milletinin töresinde aman dileyen, yardım isteyen geri çevrilmez.

1940’lı yıllarda Almanya’dan kaçan ve daha çok adalardan gelen Yunanlıların bir kısmının Manisa’da barındığını bilmiyordum! Hiçbir kitapta rastlamamış, kimseden işitmemiştim. Ancak olayın tanığı anlattığında şaşkınlığımı  gizleyemedim.

  

1940’lı yıllarda Yeni Han’a Yunanistan’dan birçok insan iskân edilmiş ve Yeni Han’a yerleştirilmişlerdir.

II. Dünya Savaşında Alman işgali sonunda Yunanistan’dan adalardan kaçanlar bize iltihak etmişlerdi. Manisa’ya 20-30 yaşlarında yüzlerce Yunan vatandaşı genç geldi. İki hana yerleşildiler. Yeni Han ve Kurşunlu Han. Gelen Yunan vatandaşlarına günde bir ekmek verildi.

İçlerinden meslek sahibi olanlar bir lira yevmiyeyle çalıştırıldılar. Babam fırıncı olduğu için iki tanesi de bizim fırında getir-götür işlerini yaparlardı.”

Fark Saydam’ın anlattıklarını daha önce hiçbir yerde okumamış ve kimseden duymamıştım. 16 Aralık 2022 tarihinde Faruk Saydam’la yaptığımız görüşmede anlattığı şehirde yaşanmış bazı şeyleri ilk kez duyuyordum. Hatta yaşı sekseni geçmiş birkaç kişiye de sordum. Ancak hatırlayan çıkmadı.”

Manisalıların yakından tanıdığı Faruk Saydam  resmi kayıtlara göre 12 Nisan 1930’de (Kendi ifadesiyle 12 Haziran 1931) Manisa doğumlu.  Babası Antalyalı Fırıncı Mehmet Bedevi Saydam. Antalya’da Rum Mahallesinde oturduğu için Rumca bilir. Ayrıca biraz da İtalyanca bildiği ifade edilmektedir.

Bir gün okuldan öğle arası yemeğe çıktığımda babam Yunanlıların kendisini yaraladığını Yunanlılara anlatarak kendilerinin Yunanlılara yardım ettiğini Yunanlıların da Kurtuluş Savaşında ülkemizi işgal ettiğini anlatmıştır. Babam Kurtuluş Savaşından Yunanlılar tarafından çenesinden yaralanmış ve Konya Hilali Ahmet Hastanesinde tedavi edilmiştir.

Ben ortaokul birinci öğrenciydim.

Kurşunlu Han ve Yeni Hana Yüzlerce Yunan yerleştirildiler. Ancak Yunanlılar Almanlar II. Dünya Savaşını kaybedince ülkesine döndü. Hiçbirisi Türkiye’de kalmadı. Devlet onlara baktı. Tahminime göre Manisa’da bir yıl boyunca kaldılar.

Hatta ben (Faruk Saydam) Mesir Derneği Başkanıyken Manisa’ya Yunanlı turistler gelirdi. Bunlardan bazılarının eski Manisalıydı. Eski Postanenin oradaki bir zamanlar oturdukları evlerine götürürdüm. Orada ağlarlardı. Evlerini hatırlar ve Yunanlılar sitem ederlerdi.

Yeni Handan kalkan posta arabaları vardı. Ekmekler götürülürdü. Köylere bu arabalarla ulaşım sağlanırdı. Bizim fırından da her gün yedi çuval ekmek çıkardı. Her çuvaldan 130 civarında ekmek çıkardı. Zabıta memurları iştikak çıkarırdı. Bize istikak o zamanlar karneyleydi. Sattığımız ekmeğe göre un verirler ve ekmek çıkardı.”

16 Aralık 2022 tarihinde Faruk Saydam Beyin anlattığı hatıralarını dinlerken bir yandan şaşkınlığımı gizleyemedim bir yandan da bunların kayda geçirilmesi gerektiğinde ısrarcı oldum.

Faruk Saydam gibi şehrin sembol isimlerinin hatıralarını mutlaka yazması gerekiyor. Bu konuda aldığımız müjdeli haberi paylaşmaya çok az zaman kaldı!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.