Osmanlı Hanedanından Şehzade Süleyman’ın kızı olan Naciye Sultan 1898 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir, annesi Ayşe Tarzıter hanımdır, Sultan Abdülmecid’in torunudur. Sultan 2. Abdülhamit, Sultan Mehmet Reşat ve Mehmet vahdettin ise amcalarıdır. Sultan Abdümecid’in oğlu Şehzade Süleyman 1909 yılında vefat edince 11 yaşında olan Naciye Sultan amcaları tarafından büyütülmüştür. Ailesi kızlarını hanedan mensuplarından biri ile evlendirmek ister ama 16 yaşında iken geleceğin büyük komutanı olacak Enver Paşa ile nişan yapılır, birbirlerini görmemişlerdir bile. 1914 yılında evlendiklerinde kendisi 16, Enver Paşa ise 30 yaşındadır. 1917 yılında ilk çocukları olan Mahpeyker Hanım ( 1917-2000) dünyaya gelmiştir.
İmparatorluğun kaderi ile birlikte Naciye- Enver çiftinin de kaderi değişir, 1918 yılında Naciye Sultan ile kızı Mahpeyker Almanya’ya gönderilir ve orada eşini beklemeye başlar. Enver Paşa ile İttihat ve Terakki Partisinin ileri gelenleri yurt dışına çıkarlar. Enver Paşa ile Naciye Sultan Almanya’da buluşurlar, 1919 yılında Türkan( 1919-1989) ve 1920 yılında ise Ali Enver (1920-1971) dünyaya gelirler. Enver Paşa, Moskova’ya ve oradan da Buhara’ya giderek Türkistan’ın istiklali için silahlı mücadeleye başlar. Zaten daha önceden Teşkilat-ı Mahsusa’nın ileri gelenlerinden Hacı Sami ve beş arkadaşını ortam ve şartları sağlamak için Türkistan’a göndermiştir. Enver Paşa, Almanya’da bulunan eşi Naciye Sultan’a vefat ettiği güne kadar dört yüze yakın mektuplar gönderir, bu mektuplarında “Ne yapıyorsan senin için yapıyorum Naciye’m. Dünyayı ayaklarının altına sermek için.” yazmaktadır.
Mektuplarında bitip tükenmez hasretlik, aşk, gözyaşı, kan, savaşlar ve nihayet yalnızlık, özlem, ve biraz da kıskançlık vardır. Mektuplarının arasına kırlardan topladığı kır çiçeklerini, ağaç kabuklarını da koyar. O tarihlerde 23-24 yaşında olan eşine gönderdiği mektuplarının bir deftere yapıştırılmasını, saklanmasını, korunmasını, ilerde kendisini anlatmak isteyen birinin bu mektuplarını kullanabileceğini yazar. Enver Paşa, 4 Ağustos 1922 günü Rus taarruzu esnasında bir elinde kılıç ve bir elinde tabancası olduğu halde Rus mitralyözüne karşı hücum ederken şehit olur. Naciye Sultan, Almanya’da üç çocuğu ile yapyalnız kalır ve en küçük kayın biraderi Mehmet Kamil KİLLİGİL ile evlenir ve bu evlilikten 1926 yılında kızı Rana (ELDEM) dünyaya gelir.
5 Temmuz 1939 tarihinde çıkarılan özel bir afla Naciye Sultan ve çocukları ülkelerine dönerler ve İstanbul’a yerleşirler, çocukları yüksek tahsil görürler, büyük kızı Mahpeyker Hanım Tıp Fakültesini bitirir ve doktor olarak görev yapar. Küçük kızları Türkan Hanım ise Kimya Mühendisi olur, bir ara bir Lisede Kimya derslerine de girer. Tek oğlu olan Ali Enver ise Harp Okuluna girerek baba mesleğini seçer, gazeteci Abidin DAVER’in kızı Perizat Hanım ile evlenir ve 1955 yılında kızı Arzu Enver dünyaya gelir. Naciye Sultan 1957 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Ali Enver, 1964 yılında eşinden boşanır ve askerlikten ayrılınca Avustralya’ya gider ve orada bir dağa çıkarken kaza geçirir ve vefat eder.
Türkan Hanım diplomat Hüveyda MAYATEPEK ile evlenir ve bu evlilikten oğlu Osman MAYATEPEK dünyaya gelmiş ve 2020 yılında vefat etmiştir. Türkan Hanım T.R.T.de yöneticilik yapmış ve 1989 yılında, Mahpeyker Hanım ise 2000 yılında vefat etmişlerdir. Enver Paşa ile Naciye Sultan’ın aşkı tarihçi, gazeteci ve yazar Murat BARDAKÇI tarafından kitap haline getirilerek yayınlanmıştır. Enver Paşa’nın eşine yazdığı aşk mektupları torunu Osman MAYATEPEK tarafından vefatından önce yazar ve Hanedanın yakın dostu Murat BARDAKÇI Bey’e teslim edilmiştir. Bu mektuplarda sadece aşk değil aynı zamanda Enver Paşa’nın hayatı ve yaşadıkları da yer almaktadır.
