Havaalanları, otobüs terminalleri ve tren garlarında hareket saatini bekleyen insanlar zaman geçirmek için ne yapacağını bilemiyor.

Eskiden gazete, dergi okunur sohbet edilirdi. İnsanlar birbiriyle tanışır ve kaynaşırdı. Ancak son dönemde teknoloji deyin fazla bireyselcilik deyin ne derseniz deyin insanların zaman geçirmek için ellerindeki teknolojik aletlere gömüldüğünü-kaybolduğunu; kendi ürettiği teknolojiye sığındığını, adeta onlardan yardım ve medet umduğunu üzülerek görüyoruz. 

Teknolojik imkânların genişlediği ve hızlandığı günümüzde insanların bu hıza ayak uydurması zor olsa da bir yandan da ayak uydurmadan yaşayamayacağını bildikleri için zor da olsa buna mecbur kalıyorlar. Gelişmelere direnmek, sırt dönmek mümkün değil. Ancak gelişmelere paralel olarak insanların zamanlarını değerlendirebileceği imkânları da oluşturmak gerekiyor. Hizmeti inanın ayağına götürme dönemindeyiz. Özellikle toplu taşıma araçları, havaalanları, tren garları, otobüs terminallerinde az çok zaman geçirmek zorunda kalan insanların dünya markalarının arz-ı endam ettiği vitrinleri dolaştırmak zorunda bırakılmaması gerekiyor. Ya da ayakta ve hazır yiyecek ve içeceklere mecbur kalmamalı insanlar.

Yakın zaman içerisinde İzmir ve İstanbul havaalanlarında bir hayli zaman geçirdim. İzmir havaalanında geçen zamana ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Özellikle uçağın gecikeceğini öğrendiğimde ne yapacağımı bilemedim. Kitapçıya koştum. Dergi ve gazetelerden ilgimi çekenleri alıp okudum. Ancak zaman hızla akıp gidiyor ve boşa geçiyordu. Vitrin dolaşmak batının dayattığı içecekleri içmek, o mekânlarda oturmak bana göre değildi. Buna bir çözüm bulunmalıydı. Benim gibi onlarca insanın hali, düşüncesi aynıydı. Havaalanlarını bizim gibi insanlar için cazip hale getirecek projeler geliştirilmelidir.

İzmir Havaalanında yaşadığım sıkıntının aksine İstanbul havaalanında yaşadığım mutluluğu, bizim gibi insanların havaalanlarında ve toplu taşıma alanlarında zamanlarını değerlendirebilecekleri bir mekânların arttırılması gerekiyor.

İstanbul Havalananında Kültür ve Turizm Bakanlığı güzel bir projeye imza atmış. “İstanbul Havaalanı Kütüphanesi- Libra(i)ry” adıyla kütüphane kurmuş. Çok önemli bir proje olduğunu yaşayarak gördüm. Uçağımın kalkmasını beklerken tanıdık kitap, dergi ve yayınlarla karşılaşmak, kitap ve kültür dostu bir mekânı görmek mutlu etti bizi. Aynı duyguları yaşayan şair Bekir Oğuzbaşaran ve Prof. Dr. Durali Yılmaz’la aynı mekânda sohbet etme imkânı bulduk. Aynı dertten mustarip insanların toplanma mekânı olması adına güzel bir gelişme “İstanbul Havaalanı Kütüphanesi” projesi. Yetkililerden havaalanlarında açılan ilk kütüphane olduğunu öğreniyorum bu mekânın. Ancak yeterli değil. Bu projenin bütün havaalanlarına, tren garlarına ve otobüs terminallerine de yaygınlaştırılması gerekiyor. Her türlü yayına ev sahipliği yapmalı bu tür mekânlar. Yerli yabancı, mahalli, ulusal gazete ve dergilere yer vermeli diye düşünüyorum.

Her ilin havaalanlarında o ilin gazete ve dergileri, tanıtım broşürleriyle zenginleştirilmeli kütüphaneler.

İstanbul Havaalanı Kütüphanesinde İstanbul ve çevresinde yayın yapan gazete ve dergileri de görmek istiyor insan. Bunlar arasında bizim de yazdığımız Önce Vatan Gazetesi, Hürses Gazetesi, Yeni Çağrı Gazetesi, Bizim Anadolu Gazetesi, Yenigün Gazetesi ve İstanbul Gazetesi ilk aklıma gelenler.

Havaalanları gibi günde on binlerce insanın gelip geçtiği mekânları belli markaların tekeline bırakmamak gerekiyor. Gazete, dergi, kitap, broşür, kısa filmler ve kitaplarla ülke ve şehir kültürünün tanıtımı yapılabilir. Yolcuların sıcak sohbet edebileceği belki bir yudum sıcak çay içebileceği alternatif alanlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.

Havaalanlarında kütüphane kurma projesini gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğünü kutluyor yaygınlaştırılmasını diliyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.