Editör
Editör
10 Ağustos 2017 Perşembe 03:16
Manisa bunu mu hak etti!

Sümerbank alanının yıllardır yatırım yapılmasını engelleyerek çöplüğe, tinerci yuvasını dönmesini sağlayan Ali Suat Ertosun’a bir tepki de Manisa’da 2008 yılında 2 buçuk milyon lira yatırımla 8 Havuzu karşısına Cafe Corner’i açan yatırımcılardan geldi: ‘Manisa’nın güzelliğini çadır kente, panayır noktasına çevirdi, bu halinden mutlu mu?”

Manisa’da 2008 yılında 3 ortak tarafından 8 Havuzu karşısına açılan, daha açılmadan Ertosun’un müdahalesiyle karşılaşan ve 41 aylık süreç sonunda dava kararıyla yıkılan Cafe Corner’in işletmecileri, Ali Suat Ertosun’a ateş püskürdü.

Manisa’da deprem etkisi yaratan Sümerbank Davası’nda Ali Suat Ertosun’a tepkiler dinmek bilmiyor. Manisa kamuoyu, bugünlerde Ertosun’un Manisa’ya olan ince dokunuşlarını konuşuyor. HSYK eski Üyesi Ali Suat Ertosun, Ortak Girişim Grubu üyelerini Sümerbank olayında dava etmiş, İzmir-İstanbul yolu üzerinde kentin en prestijli, en reklam noktasındaki dev alan, dava nedeniyle 10 yıldan fazla süredir yatırım alamamıştı. Mahkemelik olan alan, yatırım alamayınca çöplüğe ve hatta tinreci yuvasına döndü. Oysaki o alanda dünya devi bir otel yatırımı ile büyük bir alışveriş merkezi yapılacak, Manisa’da 3-4 bin kişi istihdam edilecek, Manisalılar için büyük bir değer olacak, kentteki sinema, bale, tiyatro, konferans salonu gibi eksiklikler de giderilecekti.

Manisa’da çok sayıda işadamını dev bir cezayla karşı karşıya bırakan Ali Suat Ertosun’a gösterilen öfkeler bununla sınırlı değil. 2008 yılından kentin en güzel noktasına son derece büyük bir yatırımla oldukça başarılı bir işletme kuran yatırımcılar, Ertosun’un Manisa’ya ve Manisalıya ne yapmaya çalıştığını anlamak istediklerini söyledi.

Bu kişiler, döneminde Manisa’ya damgasını vurmuş Cafe Corner’in işletmecileri olan Nezih Görgün, Can Yılmaz ve Yılmaz Dumlu. 3 ortak olarak açılan işletme, kısa sürede Manisa’nın efsanesi olmuş; ancak 41 ay sonra Ertosun’un uğraşları sonucu yıkılmıştı.

İMAR KANUNUNDAKİ GEÇİCİ İNŞAAT İZNİYLE 10 YILLIK RUHSAT ALMIŞTIK

Ortaklardan Nezih Görgün o süreci gazetemize anlattı. İmar kanunundaki geçici inşaat izniyle o alana yaptıkları yatırım için 10 yıllık ruhsat aldıklarını belirten Görgün, “7-8 kişinin burası. Devlet, daha doğrusu belediye burayı zamanında yeşil alan ilan etmiş. Fakat parasını vermiyor. Veremiyor. İmar kanununda geçici inşaat izni denen bir şey var. Geçici inşaat ruhsatı aldık 10 yıl süreyle. Kanun diyor ki burayı taşınabilir malzemeyle bir şey yapabilirsin. Biz de çelikten yaptık, üstünü ahşap kapladık. Ruhsatını da aldık.

MANİSA’DA OTURMUYOR DİYE DAVAYI KENDİSİ AÇAMADI, KIZ KARDEŞİ AÇTI

Daha açılmadan, bizi dava etmişler. Ali Suat Ertosun davayı kız kardeşi vasıtasıyla açtı. Süheyla Ertosun. Belediye’ye açıyor davayı böyle bir yere nasıl izin verirsin diye. Ruhsat iptali için. Neden kız kardeşi üzerinden açıyor. Çünkü hemşehrilik hukuku denen bir şey varmış. Böyle bir davayı açabilmesi için kendisinin burada oturması ya da ikamet etmesi gerekiyormuş. Kendisi burada olmadığından kız kardeşi üzerinden açtı. Dava süreci, bizim işletmemiz daha açılmadan, faaliyete bile geçmeden başladı ve tam 41 ay sürdü. 41 ay sonunda biz davayı kaybettik. Ruhsatımız iptal edildi ve yıkım gerçekleşti. Biz davayı nasıl kaybettiğimizi hala anlayabilmiş değiliz ama Manisa’nın önemli bir değeri yıkılıp gitti” dedi.

2 BUÇUK MİLYON LİRA YATIRIM YAPTIK, HEPSİ ÇÖPE GİTTİ

2008 yılında bu işletmeyi kurabilmek için 125 bin lira nakit ve 3 adet daireyi hava para olarak verdiklerini belirten Nezih Görgün, kuruluma da 1 milyon lira yatırım yaptıklarını ve toplamda yaklaşık 2 buçuk milyon lira masraf ettiklerinin altını çizdi. Görgün, “Tüm bu paramız çöp oldu uçtu gitti. Çöpe gitti çöpe. Biz orada Manisa’nın markası, sevilen noktası olmuştuk. Manisalılar dışardan gelen misafirlerini oraya getiriyordu. Güveniyordu. Biz orada hem Manisa’ya bu hizmeti veriyorduk, hem de tek bir çayı bile fişle satarak devlet bütçesine katkıda bulunuyorduk. 40 kişiyi istihdam ediyorduk. Ve Manisalı bu yıkıma öyle bir tepki gösterdi ki 15 bin imza toplandı. Ben bu yaşıma kadar Manisa’da böyle geniş katılımlı bir imza kampanyası görmedim, duymadım” diye konuştu.

İŞLETME MANİSA İLE AİLE OLMUŞTU, MANİSA KAYBETTİ, KAYBETTİRİLDİ

Görgün şöyle devam etti: “Vatandaş da istiyordu yani burayı. Tabi böyle başta birisi ve çevresindeki 3-4 kişi hariç. Manisalıları inanın bizi arıyorlardı, çocuklarımızı evlatlarımızı sizin oraya gönderiyoruz, Manisa’nın tam ortası, güvenli, tinercisi kopuğu yok, nerede olduklarını, nasıl olduklarını, güvende olduklarını biliyoruz, o yüzden çok memnunuz diyorlardı. Kentteki herkes bilir ki şehrin en büyük sorunlarından birisi umumi tuvalet eksikliğidir. Manisalı vatandaş, bu eksikliği bile bizim işletmemizde gideriyordu. Biz de bir kişiye bile olmaz, WC’yi kullanamazsın demedik. Çünkü tüm Manisa’yla aile olmuştuk. Anlaşılsın artık, görülsün, duyulsun; zaten biliniyor ama yine söylüyorum; Manisa kaybetti, kaybettirildi. Biz bu davayı nasıl kaybettik onu bile anlamadık.”

PEKİ YIKILDI DA NE OLDU, ÇADIR KENT, PANAYIR YERİ OLDU

Görgün, Ertosun’a olan öfkesini dile getirirken, “Ne oldu. Yıkıldı bizim yerimiz. Şimdi ne halde. Her gün çarşıda işim oluyor. İnanın önünden geçmiyorum. Civarından geçerken bile içim sızlıyor. Biz Manisalılık duygusuyla, Manisa’ya olan sevgimizle yıkım kararı çıktıktan sonra belediyeye ‘burayı alın sizin olsun, hibe edelim’ dedik. ‘Manisa kaybetmesin, burası Manisa’nın ve Manisalının mekanı oldu, heba olmasın, hibe edelim sizin olsun yıkmayın’ dedik. Bu teklifi de sunduk yani. Peki şimdi ne oldu. Çadır kent oldu. Panayır yeri oldu. Ali Suat Ertosun acaba bu halinden memnun mu şimdi?” dedi.

BU GERÇEKTEN BİR MANİSA OPERASYONU OLABİLİR

Manisa’da önemli yerlerin ve önemli kişilerin başlarına gelen olaylara bakıldığı zaman bunun bir operasyon olabileceğine dair kuşkularının arttığını kaydeden Nezih Görgün, “Bu gerçekten de bir Manisa operasyonu olabilir. Sümerbank bugün konuşuluyor. O arsanın önünden günde 100 bin belki fazla insan geçiyor. İstanbullu Çeşme’ye, Ege’ye gitmek için oradan geçiyor. Bu ne demek? Manisa’ya Manisa dışından para gelmesi demek. Manisa’nın prestiji demek. Orada bir Hilton oteli, bir alışveriş merkezi olacağı konuşuldu o dönemlerde. Hem Manisa’da 3-4 bin kişiye istihdam demekti bu. Hem de Manisa’yı prestij noktası, durak noktası haline getirmek demekti. O yolu kullanan insanlar bugünlerde Susurluk’ta değil Manisa’da mola verecekti. Manisalı bu olanları iyi değerlendirmeli. Çünkü Manisa’nın değerleri bir bir yıkılıyor” diye konuştu.