YSK Gerekçeli kararını açıkladı ve 250 sayfa tutan bu kararda elle tutulur bir gerekçe yok.  Sandık kurullarına itiraz edilip ve bunu bir gerekçe olarak gören YSK’lı yedi üye 31 Mart seçimlerini iptal etmişti. Yapılan inceleme sonucu 764 tane sandıkta devlet memuru olmayan fakat özel bankalarda ve özel okullarda görev yapan kişilerin sandık başkanları olduğu belirlendi. Kaldı ki bu adamlar referandum ve Cumhurbaşkanlığı gibi seçimlerde de görev yapmışlar. Karşı oy yazan dört üyeden bir tanesi “şimdiye kadar sandık başkanlarına itiraz edilerek hiçbir seçim iptal edilmedi.” diyor. İddialardan bir tanesi de “oylar çalındı” iddiası idi. YSK’nın gerekçeli kararında böyle itham yok. Yani oyların çalınması diye bir şey  yok. “Efendim elimizde görüntüler var !” O halde o görüntüleri kamuoyuna göstereceksin.  “İşte bakın iddialarımızın somut delilleri olarak açıklıyoruz” diyeceksin. Yani iptal kararı havda kaldı. Hele hele de Binali Yıldırım’ın büyük bir ciddiyetle söylediği “efendim gelen seçmenin yüzüne bakarak AK  partiye oy atacağını bilen bazı sandık başkanları, Büyük Şehir oy pusulalarını bu seçmenlere vermiyorlar bu konuda seçim günü çok şikayet aldım “ diyor. İnsanın suratına bakarak niyet okuyacak insanlar varsa şayet bu insanlar güvenlik konularında da değerlendirilebilir. Kaldı ki YSK açıklamasında Büyük şehir için kullanılan oy sayısı 8.865.868 oy pusulası var. İlçe Belediyeleri için kullanılan oy pusulası sayısı 8.850.000, Belediye Meclis Üyesi için 8.849. 000 Bu oy pusula sayısına göre Büyük Şehir oyları daha az olması gerekirken daha fazla. Bu halde Binali Yıldırım’ın iddiasının bir gerekçesi kalıyor mu? Oylar çalındı demek büyük bir iftira hele de mesnetsizlik  olursa daha büyük bir iftira. Bu neden kaynaklanma da? Tabii haksız yere iptal edilen İstanbul Büyük şehir seçimleri Ekrem İmamoğlu’nu mağdur ve mazlum pozisyonuna soktu. Sağ olsun bizim halkımız da mağduru ve mazlumu sever gider ona oy verir. İktidar sırf bunu önleyebilmek için şimdi de kendi mağduriyetini ön plana çıkarmak istemekte , direk olmasa da dolaylı yoldan İmamoğlu’na ve CHP’ye “hırsız” demekte beis görmüyorlar. Ülke altı aydan bu yana seçimlere odaklanmış vaziyette.  Bir o kadar da seçim masrafı yüklenmede bu fakir halkın sırtına. Ekonomi felç olmuş vaziyette . Döviz almış başını gidiyor. Dolar 6.15 leri test etmede. İşsizlik bu yıl rekor kırdı. Bir yılda 1.367.000 kişi issiz kamış. Resmi rakamlara göre 4.300.000 kişi işsiz. Bu işsizlik resmi olmayan verilere göre 8 milyonun üstünde. Tarım bitti. Hayvancılık bitti. Üretim yok, Her şey ithal. Çarşı Pazar ve evde yangın var. Alım gücü diye bir şey kalmamış. Esnaf kan ağlamada. Her şey de zam var. Manisa’da yerel yönetim AKP ve MHP’nin oylarıyla su’ya zam yaptı.  Fakat maaşlar yerinde. Tek fiyatı artmayan maaşlar. 100 tl ile fileni dolduramıyorsun. İnsanlar kamera karşısına çıkmaya utanmadalar. Ama bizim tek derdimiz var İstanbul Büyük Şehir Belediyesini almak. Doğu Akdeniz’de sular ısınıyormuş, Fırat’ın doğusu , F-35, S-400, Suriye, Doğu Akdeniz’de petrol aramaları ve bunun Avrupa’ya taşınması, hareketlenen terör örgütleri bizim sorunumuz değil sanki. Varsa yoksa İstanbul seçimleri. Hoş İstanbul Büyükşehir Belediye’sinde de savurganlık arş-ı ala’ya çıkmış ya. Bu yazının konusu değil o.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.