29. Bölge Manisa Eczacı Odası Başkanı Burçin Kurtuluş, Türkiye’de son yıllarda eczane zincirlerin oluşturulması konusunda bir takım projeler geliştirildiğinin altını çizerek, “Ülkemizde bir süredir eczaneler zincirinin önünü açacak girişimlerde bulunulmaktadır. Eczacılığın genlerini bozacak, yönetmeliğini değiştirecek hiçbir şey bizim meslektaşlarımızın önünde duramaz” dedi.
Modern-Bilimsel Eczacılığın kuruluşunun 178’inci yıl dönümü sebebiyle 29. Bölge Manisa Eczacı Odası, yönetim kurulu ve üyeleriyle birlikte Şehzadeler ilçesinde bulunan Cumhuriyet Meydanı’ndaki Milli Egemenlik Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Oda Başkanı Burçin Kurtuluş, yaptığı açıklamada ilk olarak yerli ilaç üretimi konusuna değindi. Türkiye’nin acilen yerli ilaç üretimine destek vermesi gerektiğinin altını çizen Kurtuluş, “Yıllardır ilaç üretiminin, ulusal sağlık politikasının ana unsurlarından olduğunu ifade ediyoruz. Yıldan yıla yerli ilaç pazarı yerini ithal ilaca bırakmaktadır. 2000’li yılların başında yerli ilaç pazarı yüzde 66 iken, 2016’da bu oran yüzde 42’ye düşmüştür. Milli bir politika olarak, yerli ilacın, ülkemizde üretmemiz gerektiğini biz eczacılar olarak deklare ediyoruz. Biliyorsunuz eczacılık fakültesi sayısı uzun yıllar 7 ve 8’ken şu anda 37 tane faaliyet gösteren eczacılık fakültesi var. Her yıl mezun olan birçok meslektaşımız var. Şu anda öğrenci sayımız 10 binlere yakın. Mezun olan öğrenci sayısı da her yıl bin 400 civarında. Yerli ilaca dönelim durumunu 2018’den sonra mezun olacak arkadaşlarımız biliyorsunuz yönetmeliğe takılarak 3 bin 500 kişinin olduğu yere bir eczane açılabilecek. Bu yüzden yerli ilaç firmalarını, fabrikalarını ülkemizde hayata geçirebilirsek bu arkadaşlarımıza da iş imkanı doğacaktır” dedi.
“En büyük sorunumuz ilaçta reklam”
Reçetesiz ilaçların gün geçtikçe arttığına değinen Kurtuluş, “Biz de antibiyotik konusunda, akılcı ilaç kullanımı konusunda dersler vererek özellikle antibiyotikler konusunda reçetesiz alınmamasını destekliyoruz ve halkımıza anlatıyoruz. Fakat reçetesiz olan ilaçların sayısının birden artışı 87 iken binlere yaklaşması bizi biraz endişelendirdi. Bundaki en büyük sorun ilaçta reklamdır. Ülkemizde sağlık okur-yazarlık oranı çok düşük seviyelerde. En büyük sorunumuz ilaçta reklam. Ülkemizde sağlık okur yazarlığı oranı çok düşük. Bundan dolayı yapılan reklamlara kapılıp hekimler ile eczacılara danışmadan ilaç kullananların sayısı artıyor ve büyük sıkıntılara yol açıyor. Özellikle internet ortamında zayıflama ilacı adı altında satılan bitkisel ürünler var. Bu sebepten dolayı yüzlerce kişi yanlış bitkisel ilaç kullanımından hayatını kaybetti. Özendirici ilaç reklamlarının yapılmasını istemiyoruz veya yapılırsa bunların sadece eczaneden satılmasını istiyoruz. Maalesef ülkemizde hasta önce bu ilaçları alıp kullanıyor ve daha sonra yan etkileri baş gösterince bize geliyor” diye konuştu.
“Eczane zincirleri, eczacılığın genleri bozar”
Türkiye’de son yıllarda eczane zincirlerin oluşturulması konusunda bir takım projeler geliştirildiğinin altını çizen Kurtuluş şunları söyledi:
“Ülkemizde bir süredir eczaneler zincirini önüne açacak girişimlerde bulunulmaktadır. Eczacılığın genlerini bozacak, yönetmeliğini değiştirecek hiçbir şey bizim meslektaşlarımızın önünde duramaz. Biz mesleğimize sahip çıktıktan sonra onların bizlere düzenlediği çok süslü bir şekilde sunduğu çalışma şartlarını, karlılığımızı artıracak şekilde sundukları sözleşmeleri meslektaşlarımızın imzalamamaları lazım. Buna ilgi göstermemeleri lazım. Burada en önemli şey kooperatiflere yönelmemizin bu durumu ortadan kaldıracağını düşünüyorum. Çünkü kooperatifler eczacıların itfaiyesidir. Kooperatifler, eczacının mesleğinde çıkacak yangını söndürecek tek kurumdur. Hepimizin kooperatif çatısı altında toplanmamız gerektiğini ifade ediyorum.”
