İstiklal Savaşı’nın mimarlarından olan Mareşal Fevzi ÇAKMAK Paşa, 24 yıl Genel Kurmay Başkanlığı yaptıktan sonra emekliye ayrılmış, 1946 seçimlerinde Milletvekili seçilmiş, 14 Mayıs 1950 seçimleri öncesinde 10 Nisan 1950 tarihinde vefat etmiştir. Bu büyük Komutan, ömrünü cephelerde, siperlerde Milletine ve Devletine hizmetle geçirmiş olmasına rağmen  bazı kendini bilmez yöneticiler tarafından  vefasızlık, haksızlık, kadirbilmezlik ve hakaretlerle karşılaşmıştır. 

       Zafer’den sonra Atatürk ve T.C. Devleti, yardım ederek Fevzi Paşa Ankara’da kendi parası, Atatürk’ün ısrarı ve yardımı ile bir ev yaptırır, tapusunu çıkarır ve her yıl vergisini öder. 1945 yılında memurlar evine gelerek, yazılı emir gösterirler ve evin Milli Emlak Genel  Müdürlüğüne  ait olduğunu, Hükümet tarafından burada karakol kurulacağını ve belirli bir sürede evinin boşaltarak, Milli Emlak Müdürlüğüne teslim etmesini isterler. Fevzi Paşa, evinin tapusunu memurlara gösterince memurlar özür dileyerek evden ayrılırlar. Birileri, Çankaya semtinde Pembe Köşk yakınında oturmasından rahatsız olmaktadır.  Bir süre sonra evine resmi bir ihbarname geliyor, evin askeri bölge içinde olduğundan istimlak kararı tebliğ ediliyor.   

       1945 yılında Harbiye’nin 100. Yıldönümü kutlanırken emekli ve muvazzaf  Generaller davet edildiği halde en büyük rütbeli Mareşal Fevzi ÇAKMAK Paşa davet edilmiyor, O’nu unutmuşlardır. Harbiye Okul Komutanı General , Harbiye’den mezun tüm generalleri ve okulun tarihini anlatırken Fevzi Paşa’dan bahsetmemiştir. Sadece Harbiye’nin en eski ve en yaşlı mezunu Korgeneral Esat BÜLKAT( Atatürk, Fevzi ve İsmet Paşa’ların Arnavutluk ve Çanakkale’den komutanları) konuşmasında Fevzi Paşa’dan da bahsederken kadirşinaslığını gösteriyor.  Edirne’de Birinci Dünya Savaşında kurulan Çakmak Hattının ve Çakmak Durağının ismini değiştirdiler, Çakmak Durağı “ Demir Köprü” oldu. Atatürk’ün resmi paralardan ve posta pullarından kaldırıldı, tarih kitaplarından Mareşal’in adı silindi, eşi  Fıtrat ve kız kardeşi Nebahat Hanımlar toplumdan dışlandı.

       Fevzi ÇAKMAK Filistin Cephesinde amipli dizanteri hastalığına yakalanmış, bu hastalıktan bir türlü kurtulamamıştı, ayrıca şeker ve prostat hastası idi, 1949 yılında Trakya gezisi esnasında Zatürree hastalığına da yakalanmış ve çok zayıflamıştır. 1949 yılı Ekim ayında prostat hastalığı ilerlemiştir. 1950 yılı Ocak ayında İstanbul Nişantaşı sağlık evinde 1. defa prostat ameliyatı oldu, Celal Bayar da prostat ameliyatını Londra’da yaptırmış ve iyileşmiştir. Eğer Fevzi Paşa, Londra’ya ameliyata gidebilseydi tek ameliyatla iyileşecekti ve 2. Ameliyata gerek kalmayacaktı. Fevzi Paşa parasızlıktan İngiltere’ye gidemedi, göz göre göre ölüme gitti. Parasızlıktan istirahat etmek için İstanbul’da apartman dairesi kiralayamadı, hastane ve ameliyat masraflarını zor karşılayabildi. 24 yıl Genel Kurmay Başkanlığı yapan Fevzi Paşa parasızdır, Atatürk’ün kendisine İzmir’de hediye ettiği evini büyük paralar teklif edildiği halde, maddi sıkıntılarına rağmen o evi yurt yaparak yüksek tahsil gençliğine vakfetmek istiyordu ama bu isteğini gerçekleştiremedi. 3 Nisan 1950 günü aynı hastanede 2. Ameliyatını yaptılar ancak sağlığı düzelmedi , İsmet İNÖNÜ ziyaretine gelmiş ancak yoğun bakımda görüştürülmemiş ve 10 Nisan 1950 günü saat 06.30’da vefat etti. Ruhunu Allah’a teslim ederken son sözü” Allah, Allah” olmuştur. Askeri tören düzenlendi, top arabası üzerindeki tabutu yüz binlerce İstanbullu ve üniversite gençliğinin elleri üzerinde Eyüp’teki aile kabristanına götürülmüş ve vatan toprağına defnedilmiştir. O gün İstanbul radyosu programını değiştirmemiş, matem havası programı yapılmamıştır.    

       Ankara’daki evinden başka hiçbir mal varlığı bulunamamıştır, kızı Muazzez Hanım evlenirken düğün masraflarının karşılanmasında Atatürk yardım etmiştir, Muazzez Hanım yeni evli iken genç yaşta akciğer hastalığından vefat etmiştir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.