Sultan 5. Murad’ın kızı Fehime Sultan’ın acılı hayat hikayesini yazmaktan maksadım, ibret almaktır, Fehime Sultan ömrünü yad ellerde sefalet içinde tamamlamıştır. 1876 yılında tahttan indirilen 5. Murad,  kardeşi 2. Abdülhamit’e haber göndererek gelinlik çağa gelen üç kızını kendisine emanet etmiştir. Sultan 2. Abdülhamit yeğenleri Hatice, Fatma ve Fehime Sultanları layık olmayan ve küçük mevkilerdeki kişilerle evlendirmiştir. Fehime Sultan ise kardeşlerine nazaran daha üstün vasıflı bir kişi ile evlenmişti. Buna rağmen 2. Meşrutiyetten sonra eşinden boşanmak istemiştir. Fakat eşi Galip paşa önce boşanmak istememiş, nihayet 1911 yılında Damat Galip Paşa, Fehime Sultandan boşanmıştır.  

       Fehime Sultan, aynı sene içinde bir mesire yerinde görüp beğendiği, kendisinden beş yaş küçük,  eşinden boşanmış iki çocuklu müstafi Yüzbaşı Mahmut Behçet Bey ile evlenmiştir. Amcası padişah Sultan Reşat ise bu evliliği onaylamamıştır ve bu sebeple Damad  Mahmut Behçet Bey “ Damad-ı Hazreti Şehriyari” unvanını kullanamamış ve “ Sultan 5. Murad’ın damadı” unvanını kullanabilmiştir. Fehime Sultan, kültürlü, eğlenmekten hoşlanan, edebiyata meraklı ve müzik bilisi fazla ve yetenekli bir hanım efendidir. Ablası Hatice Sultan ile birlikte amcası Sultan 2. Abdülhamit için bestelediği marş, saray tiyatrosunda çalınmış ve beğenilmiştir.

       1918- 1922 yılları arasındaki Mütareke Döneminde İstanbul’da bulunan yabancı diplomatların ve gazetecilerin eşleri için konağında davetler düzenler. O’nun bu davranışları saray çevresinde eleştirilir. Oysa Fehime Sultan, bu yabancı diplomat ve yabancı gazetecilerin eşlerinden elde ettiği bilgileri Osmanlı hükümetine ve güvendiği vatansever subaylar yardımı ile de Ankara’ya bağlı Kuvva-i Milliye Teşkilatına bildirir. 1924 yılında Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt dışına çıkarılması hakkındaki kanun yürürlüğe girince üç gün içinde sarayını ve eşyalarını yok pahasına satar, 49 yaşında iken eşiyle birlikte önce Viyana’ya, sonra da akrabalarının çoğunun yaşadığı Nice’ye yerleşir.  Sürgünde iken, hasretini çektiği vatanına hitaben bir mektup yazar ama Türkiye’de yayınlanmasına izin verilmemesi üzerine bu mektubu Mısır’da bir gazetede Türkçe olarak yayınlatır. 

       Fehime Sultanın eşi Mahmut Behçet Bey, eşinin elindeki son para ile dondurma satmaya başlar, işler düşündüğü gibi yolunda gitmez, bütün sermayesini kaybedince tanıştığı bir Fransız tezgahtar kızla eşi Fehime Sultanı terk eder. Nice’de parasız kalan Fehime Sultana Polonyalı Matmazel Jean Schafer yardım eder. Sefalete düşen Fehime Sultan hastalanır, yataktan çıkamaz hale gelir. Kendisini terk etmeyen sadık hizmetçisi zenci Müyesser geceleri sokağa çıkarak dilenir, topladığı para ile Sultan hanıma çorba getirir. Fehime Sultan, 15 Eylül 1929 tarihinde veremden vefat ettiğinde 54 yaşındadır. Fehime Sultanın serancamı yani acıklı hayat hikayesi sona erer. Sürgün hayatına beş sene dayanabilmiştir. Naşı sonradan yeğeni Osman Fuad Efendi tarafından Şam’da bulunan Sultan Selim Camii haziresinde, hanedan mensuplarının olduğu bölümde toprağa verilir. Fehime Sultanın hiç çocuğu olmamıştır, son eşi Damat Mahmut Behçet Bey ise 1949 yılında tekrar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edilmiş ve İstanbul’a yerleşmiş ve 1960 yılında burada vefat etmiştir. 

       Fehime Sultanın yalısı, Cumhuriyet döneminde yetimhane, tütün deposu ve Gazi Osman Paşa İlk Okulu olarak kullanıldıktan sonra şüpheli bir yangın sonucunda tamamen harabe haline gelmiştir. 

KAYNAK: Prof. Dr. Ekrem Buğra EKİNCİ 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.