Malta Mektupları 

Malta Adası’ndan bir dervişin Efendisine mektubu (1)

Canım Efendim;

Ebedi muhabbetlerimle efendim,

Elim hep gönlümde efendim,

Dilim hep gönlümde efendim,

Fikrim hep gönülden efendim,

Elim siz, dilim siz, fikrim sizsiniz efendim.

Size muhabbetimizden düşünüldü ki: 

Tohum elbette yeşerir, elbette filizlenir, kucak açar fidanlığa, ağaç haline doğru… ve vakit gelir tohum kendini unutur hep ağaç zanneder geçmişte kendini… vay canım o vakit, ah! dualar dualar dualar hep hayra.

Tohumu toprak bekler aşk ile, toprak gülü ikram eder aşk ile, aşk için. Toprak var ise tohum hallenir, dillenir; toprak var ise tohum dellenir, demlenir; tohum tohumsa tez olur, hiç olur bir vakit.

Ne tohum topraksız, ne toprak tohumsuz olur. Kuzu meler et olur, süt olur, yün olur. Sırtında liba,  damarında kan, sen de sen olur. Ben sen de sen olurum. Ben sen, sen O olur. O yine kendisidir, kendisi yine O olur, tekliğe vuslat.

Toprak tohum kuzu O olur. Devr-i daim’edir vazifeler. Devir daim ise vakittir. Vakit içinde yüzen benim sensin O’na doğru.

Tohumun kuzu, kuzunun toprak, toprağın insan ve insanın toprak olduğu bir alem-i gülşende gül kokularının cümleye hayırlı olması niyazımızdır.    

Hasretle ellerinizden öperim.

Malta/Valletta şehri, vakit o vakit…

“Mektuplar güzel ama sana bu yol çilelidir demiştim.”

Bu çileli yolda çok yürüdüm, ayaklarım kan için de hey dost!

Kanım sana helâl-ı hoş olsun, çileyi, hoş kıldık gönlümüz de biz.

Gönlümüz dost bahçesinde gülü kokladı ya bir kere, aşk şerbetinden içti ya, işte biz çilenin, dermanı aramasında, bulmasında, haykırmasında hoşluk bulduk.

Çamur deryasında dolaşıyordum bata çıka, ayakkabılarım görünmez oldu balçıktan, elim, kolum dengemi sağlamak için tutunduğum zemin de ser sebil çamur oldu, nefes aldığıma seviniyorum ve bir çocuk safiyeti ile çamurla hâlleşmeyi aslımız ile rabıtamızın teyidine yoruyorum.

Çileyi kendimize hoş kıldık, gönlümüze onun sabrını sunduk, un ile şekeri aşk ile kardık, onu bize bahşedene şükrettik ki olgunluğumuza vesile olsun.

Çekilen çilelerin, netice de elde edilenlerin ve edilebileceklerin ümidi ile olgunlaştığını gördük, enerjimiz arttı, arttı da eksilmedi.

Yüreklerimiz çile ile kâlp oldu,

Ciğerlerimiz yüreklendi çile ile,

Aklımız çile ile yoğruldu.

Nefsimiz çile ile Müslüman oluyor oluyor da hayra bir türlü doymuyor.

Gençler ihtiyarlaştı çile ile ihtiyarlar ilâhi neşve ile doldu; memleketim güllük gülistanlık oldu; Hz. Mevlâna’nın buyurduğu gibi “bahar geldi bağlara bahçelere, şevk geldi, aşk geldi”. 

Ben sen oldum çile de, sen ben, biz siz olduk can dostum, kaybolduk, O’nun nurlu aydınlığı ile dolduk.

Ey gönül, içinde bulunduğun bu hâli, hissettiğin darlığı ve etrafında ki sözde cefayı Hak’tan bilesin. Senin derdinin dermanı, derdinin içinde saklı. O çiledir seni Hak Denizi’nde hiç olmazsa bir katre yapacak, o çiledir memleketi düzlüğe, kalbi temizliğe, gözü güneşe, kulağı o ilâhi sese, dili hep O’ndan bahsetmeye götürecek olan.

Çileden ne kaç, ne talip ol. O hem lezzettir, hem de bir rıza lokması ki, sevabı çok, abası yoktur gizlensin, şeffaftır görürsün ama tutamazsın.

Bize çile düştü bu ikram faslın da, ehadiyet tepsisinde tek ikram.

Çile bize nasip oldu, tek elden tek ikram. 

Çile bizim oldu, tek senden tek kalpten.

Aldık kabûl ettik, ta ki dilimizi çözsün, gözümüzü açsın, canımızı teslimiyet denizinin bir katresi eylesin, vesselâm.   

“Ama unutma sükûnet tefekkürü doğurur.”

Sükûnete Davet

Bir çiçek kadar narin

Bir dal kadar köke merbut

Bir meyve kadar olgun

Seçilmişlerin binekleri gibi heybetli

Sırrı bilmiş biliş tutmuş gibi haşyetli.

Bir deniz kadar engin 

Bir rüzgâr gibi taşkın

Bir rüyadan uyanmış gibi şaşkın

Boynu bükük çiçek gibi solgun hâlinden

bir tamburun tellerinde taksim gibi karar bulmadıkça

nehrin suları durulmaz.

Emre Hanzade

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.