Ülkede emekli olmak nasıl bir şey diye sorarım kendime. Yıllarca çalışıp çabala, ülken için bir şeyler yap  vergini öde, askerlik yap, ülke adına her türlü fedakarlığa katlan, emekli ol ve devlet seni bir kenara itsin, seni açlığa mahkum etsin, sana değer vermesin, senin adına hiçbir şey yapmasın, seni kaderine terk etsin.  Gerçekten bu ülkede emekli olmak çok zor. Aldıkları maaşla ay sonunu zor getiren, hatta getiremeyen emekli kesimi yıllık maaşlarına yapılan % 10 gibi komik zamlarla geçinmeye mahkum  edilmeleri hiçte hakkaniyetli olan bir şey değil.  Maaşlarına yapılan % 10’luk zamlara rağmen ihtiyaç olunan her şeyin astronomik zamlarla hayatı zorlaştırması emeklilerin canına ot tıkamakta ve yaşam standartlarını daha aşağılara çekmektedir. Halbuki emeklilik döneminde insanca yaşama koşullarını hak ederek ömrünün son demlerini  insana yakışır bir düzeyde geçirmeleri gerekir. Fakat bizim emeklilerimin ekseriyeti çoğunluğu aldıkları maaşlarla ayın ortasını zor görebilmekte. Zorunlu ihtiyaçlarını bile zor karşılamaktalar. Yiyecek, giyecek, yakacak gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan emekliler her geçen gün daha ağır şartların altında daha da yoksullaşmaktalar. Buna bir de eklenen ev kiralarının fahiş fiyatları emeklileri daha zor durumda bırakmakta ve hayatlarından bezdirmektedir.  Hükümetin bir garip uygulaması şöyle.  SSK’nın yıllardan beri kapanmayan o koca kara delikleri sayesinde, % 60 olan emekli maaşı bağlama oranı, 2008 de çıkarılan bir kanunla  % 30 a düşürülmüş ve yeni emekli olan bir kimse bin, bin üç yüz gibi komik rakamlardan aylık almaktalar. Şimdi düşünelim bin TL. gibi rakamlar bir ailenin aylık yeme ihtiyacını bile karşılamaz. Bu maaşla yaşa demek o emekliyi alenen açlığa mahkum etmektir. Fakat milyonlarca emekli bu durumu gündemde tutup da eyleme geçmiyorlar . Sadece susup oturuyorlar. Emekliler, ay boyunca gereken gıdayı alabiliyorlar mı? Hayır. Mesela evlerine et alabiliyorlar mı? Bu tavuk eti olabilir, kırmızı et olabilir. Balık olabilir. Sanmıyorum. Ayda ya bir kez, ya da iki kez olabilir mi dersiniz? Sanmıyorum. Bu gün sabah Bir gün gazetesinde verilen bir haberde  tükettiklerimizin yanında artık içecek tüketemiyormuşuz. En fazla tükettiğimiz yiyecek ise makarna, un, yağ ve de ekmek. Başka ülkelerdeki emekliler, 3 bin euro  emekli maaşı alırken ki bu bizim paramızla 20 bin TL yapar. Bu para ile elin emeklisi temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra  dünya’yı da gezme olanağı bulabiliyorlar. Bizimkiler ise ayın  sonunu nasıl getireceğimizi düşünmekteler. Gelir adaletindeki makasın bu kadar emekliler aleyhine açılması iktidarda bulunanları hiç etkilemiyor.  Sağlık problemleri ise daha vahim.  Hastane de muayene ücreti kesiliyor, İlaç katılım bedeli olarak % 10 kesiliyor. Bu yetmiyor gibi hazırlanan bir kanun taslağında emeklilerden kesilen ilaç payının % 20 çıkarılması var. Her emekli maaşından % 5 kesinti yapılmasını öngörüyor.  Bununla ilgili 100’ün üzerinde madde var. Bir de emekli iş yeri açarsa daha önce kesilen %  15 kesinti yeniden geri geliyor. Bin Tl alan bir emekliden  % 5 kesinti yapmayı düşünmek şaka gibi.  Bunu düşünenler  acaba hangi zihniyeti temsil ediyorlar. Bunu düşünebilmek bile emekliyi daha  da açlığa mahkum etmektir. Buna kızan emeklerde eylem yapmışlar ve : “Bırakın kesinti yapmayı, promosyonlara daha zam yapmalısınız. Çünkü her şeye zam geldi. Maaşlarımıza zam yapın, kesinti değil”  diye serzenişte bulunmuşlar.  Hükmet bu kesintileri bütçeye 1o milyar lira tasarruf edebilmek için gerçekleştirecek. Hazinenin 10 milyara ihtiyacı varsa 100 milyar tl. tutacak olan Kanal İstanbul’u yapmaya niyetlenmek ne oluyor. Hele sadece İstanbul’da yıkılması gereken 50 bine yakın bina var.  Önce bu geliyorum diyen İstanbul depremine hazırlanmak gerekmez mi? Üretmeyen bir ülkede ekonomi elbette  bir yerlerden açık verecekti. Üretim vasıtalarını gerek sanayi de, gerek tarımda dışa bağımlı hale gelmemiz, ülkeye döviz girişinin azalması, ithalatın artması ve bununla birlikte döviz çıkışının hızlanması, hükümetin yeni  parasal girdilerin hazneye aktarılmasını ön görmekte. Fakat uygulanan bu politikalar ülke genelinde tepkilere neden olmakta, geçinmek için daha iyi şatlarda yaşayabilmek için gelirlerimiz de buna orantılı iyi bir durumda olması gerekmektedir.  Bir ömür boyu çalışmış bu devlete hizmet etmiş kişilerin emekliliklerinde insanca bir yaşam sürdürebilmelerine imkan tanınmalıdır. Zaten geriye kaç yıllık ömürleri kalmış ki?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.