Bugünlerde öğrenciler yeni yerleşecekleri okulları seçme kaygısı ve telaşı içindeler. Ailelerinin büyük dertlerinden birisi çocuğunun okuması, iyi bir eğitim almasıdır. Bunun içinde fedakârlık yapmakta gelirin yeten yetmeyenini çocukların eğitimine harcamaktalar. Yalnız aileler için değil, bir ülkenin fertlerinin eğitimli olması, okuyup düşünmesi o ülkenin menfaatinedir. Sonuçta kişilerin kazançları ülkeye yarar getirir.

     Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren eksik veya fazlasıyla bütün talebeleri kapsayıcı, akli temeller üzerine kurulu bir eğitim sistemini görmekteyiz. İlave olarak fedakâr ve ülküleri olan bir eğitimci, öğretmen topluluğu da bu sistemin olumlu tarafını oluşturmuştur.  1946 yılında Amerika ile imzalanan Fulbright anlaşması ile eğitimimiz yönü başka istikamete çevrilmiş, sisteme müdahale edilmiştir. 

     Bir memlekette çalışkan, birikimli ve değerleri olan iyi insanlar ancak eğitimle elde edilir. Ancak eğitim sistemine baktığımızda bir şeylerin iyi gitmediğini görmekteyiz. Devlet eğitimden iyice uzaklaşmakta, nitelikli ve hacimli eğitim veren okullara talip olmamaktadır. Devletin öncülük ettiği eğitimde cemiyetin en önemli değerlerinden olan inanç üzerinde durulurken, akli ve fen bilimleri ihmal edilmekte, kabiliyetli çocukların daha farklı ve özellikli yeteneklerinin heba olmasına engel olunamamaktadır.  

     Son zamanlarda Devletin asli vazifeleri güvenlik ve yargı olarak esas tutulmakta diğer konularda özel sektöre bırakılmaktadır. Devlet okullarında yaygınlık ve geniş coğrafyayı elde tutma devam etmekle birlikte eğitim kalitesi gittikçe kötüleşmektedir. Vatandaşlar bu durumda çare aramakta ve özel sektöre yönelmektedirler. Eğitimde ilkokuldan üniversiteye kadar özel sektörün hâkimiyeti her geçen gün hissedilir derecede artmaktadır. Fakat özel sektördeki eğitimin maliyeti önemli meblağlar tutmaktadır. Hele ki biraz üst seviyedeki okullara ortanın üstündeki gelir durumunun bile yetişmesi zor görünmektedir. Herkesin bir dereceden sonra okuması gerekmemekte, sanayi ve tarım gibi sektörler için de eleman yetiştirilmesi gerekmekle birlikte, özel eğitimin bu ücretleri karşılığında bu ülkenin geleceği olan kabiliyetli gençlerin okuyup gerekli yerlere gelememektedirler. Böyle giderse bir daha Mardin’den bir Aziz Sancar çıkması mümkün görünmemektedir. 

     Kamunun yaptığı bir önemli yanlış ise hem özel sektör özendirilip hem de en alttan en üst eğitime kadar çokça okullar açılmasına rağmen nitelikli eğitimin önünü açamamasıdır. Eğitim bir devlet için olmazsa olmaz değerlerden olmalıdır. Sistemden yetişecek gençler kendi değerlerini ve inançlarını elbet öğrenecek ve bileceklerdir. Ancak nesillerin aklın ve vicdanın ortak süzgecinde geçerek kendilerinin bir kutsi varlık olduklarını bilmeleri fakat kesin itaat ve biat kültürünün esiri olmaması esastır. 

     Eğitim sistemindeki kalite en üst seviyede olmalıdır. Mevcut eğitim, yurt sathında o yöreye kira ve ticari faaliyetlerle ekonomik boyut kazandırmıştır. Çok öğrenci mezun olmuş fakat onlar nitelikli olmamış ve iş imkânı sağlanamamıştır. Önümüzdeki zamanlarda içimizde sınıflı toplumlar oluşması kaçınılmaz olur.  Bugün çevremize baktığımızda mevkiler elde etmiş kişiler genelde orta halli kişilerin çocuklarıdır. İnsanların birbirine hoşgörü ve sevgiyle bakması da onlara tanınan hak ve fırsatlarla mümkün olur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.