Çocukluğumda mahallemizde ikamet eden ve herkesin saygı gösterdiği Abdülmecid Hoca isimli bir büyüğümüz yaşardı. Kendileri Ul u Cami’de i imam hatip olarak görev yapardı, vaaz verirdi. Fıkıh, Tefsir ve Arapça konularında oldukça bilgili idiler. Türkmen asıllı olup Osmanlı Devleti sınırları içinde yer alan Deyrizor şehrinde doğduğu için kendilerine halkımız Derzor’lu Abdülmecid Hoca diye hitap ederlerdi. Araplarla bir arada doğup yaşadığı için Arapçayı mükemmel konuşurdu.  1934 yılında Soyadı Kanunu çıkınca ÖZFIRAT soyadını almıştır. 

      Hayatı ve gençliği hakkında hiç bir şey bilmemekteyiz, Birinci Dünya Savaşı gazisi olduğu söyleniyordu. Türkiye’ye ne zaman geldiğini, İstiklal Harbine katılıp katılmadığını da bilmiyoruz. Şehit Mustafa mahallesinde 211 numaralı sokakta Kuyulu Ayşe diye anılan komşumuzun evinde kiracı olarak otururdu, daha sonra aynı mahallede başka bir eve taşınmıştı. Üç kızı ile birlikte aynı evde yaşarlardı, en büyük kızı olan Necla Abla 1930 doğumlu olup Bakkal Yahya ÖZFİDAN amcanın büyük oğlu Selahattin Ağabey ile evli idi. Diğer iki kızı da evlenerek bu evden ayrıldılar. Ulu Camide dini görevini yerine getirdikten sonra Küçük Minare Camii önündeki sokakta bulunan Acemoğlu’nun çay ocağında çay içerdi, hiçbir kimseye çay parasını ödetmezdi, ikram ve hediye kabul etmez, hayır yemeklerine gitmezdi. 

       1946 yılında ülkemizde çok partili demokrasiye geçilince Kuran Kurslarının açılmasına izin verilmesiyle birlikte ilçemizde ilk defa bir hayırsever Hanımefendinin evinde İstiklal Harbi kahramanları ve Kuvva-i Milliye Reisleri Buhara’lı Abdullah AKER Hoca, Enis ALPAYTAÇ Hoca ve Noter Sami Beylerle birlikte Kuran Kursu açarak çocuklara ve gençlere Kuran-ı kerim okumasını öğretmişlerdir. Ölünceye kadar Camii Kürsüsünden cemaati irşad etmiştir.  Abdülmecid Amca, çok mütevazi idi, kendisinden bahsetmezdi, O’nun Birinci Dünya Savaşında Irak Cephesinde Ali İhsan SABİS Paşa’nın komutanı olduğu Kolorduda Yüzbaşı rütbesi ile görev yaptığını ölümünden sonra dostlarından öğrenmiştik. Birinci Dünya Savaşı ile ilgili olarak hatıralarını anlatmazdı.

       Bir gün Acemoğlu’nun çay ocağında çay içerken orada bulunan en büyük ağabeyim Yaşar İzrap EMEN, tarih sohbeti esnasında Mareşal Fevzi ÇAKMAK Paşa’yı övünce söze müdahale eden Abdülmecid Amca: “ Çocuk, bilmediğin işlere karışma, O kuzu paşa’dır, etliye sütlüye karışmadı ki kötü olsun.”  diyor. Düşerek ayağını kırınca Ulu Camideki görevine gidemez olur, kendisine sadakatle bağlı olan Mehmet BABA isimli dostu: “ Hocam, siz namaz kıldırmak için bu halinizle Camiye gelmeyin, sizin yerinize ben cemaate namaz kıldırırım, siz evinizde istirahat buyurunuz ve maaşınızı alınız.” deyince teklifi kabul etmiyor ve “ Ben çalışmadan para alamam, haram yiyemem.”diye tepki gösteriyor. Ayağı iyi olduktan sonra da yürükken hafif aksardı, çok zayıf ve çelimsiz idi, mahallede yolda gördüğü herkese selam verirdi. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.