Asırlık çınar gibiydi.

Yanına yaklaşıp selâm verip "Hayırlı işler" dedim.

Allah’ın selamıdır almamak olmaz kabilinden "Aleyküm selâm" dedi. 

Birkaç bir şeyler satıyordu. 

Yemiş, badem, ceviz...

Vatanım gibiydi yüzü. 

Kırış kırıştı elleri. 

Her kırışında bir çile, yaşanmışlık vardı. 

Cümlelere gerek yoktu. Her bakışı hüzün coğrafyamdan hikâyeler anlatıyordu. 

“Kerkük” dedim sustu.” Türkistan” dedim gözleri nemlendi. Memleketin neresi dedim boynunu büktü “Dilim” dedi. “Biz dedi” sustu. “Bir biz vardık bir de ötekiler…”

Çok sonra adını bağışlamasını istedim. 

Adımın ne önemi var dercesine işine koyuldu. 

Yemişleri incitmekten korkar gibiydi. 

Sonra cevizleri sevdi, okşadı. 

Yaslandığı asırlık çınar gibiydi. Bir ara çınarla konuşuyor sandım. 

Sükûtu altın bellemişti. 

Bizim oralardandı bildim. 

Yunus’un sözlerini mırıldanır gibiydi.

Tekaüde ayrılmıştı bedeni. Zihni berrak, dili berraktı. Yesevi’nin imanı Yunus’un Türkçesi vardı dilinde dua niyetiyle. 

Ayrılmak istemedim yanından, kaldırımın kenarında bir dünya duruyordu. Çınar mı onu bekliyordu o mu çınarı koruyordu anlayamadım. 

Ayrılırken bir bakışı vardı ki içimi deldi. Gözleri kan çanağı, dili lal olmuşa benziyordu. Susuzluktan mı açlıktan mı olduğunu anlamadım. 

Soramadım!

Birkaç adım sonra geri dönüp baktığımda ardımdan bana bakıyordu. 

Başka dünyaların, başka iklimlerin insanı gibiydi. 

Başka asırlardan kalmıştı. 

Asırlara varan yaşıyla Eski Çarşıyı bekliyordu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.