Biz her ne kadar buzlar ülkesi dediysek de güney Sibirya benzerlikleri ve yakınlığıyla bu sıfata yaklaşmaktadır. Tarihi Türk yurtlarından olan bu bölgeler zamanla Rus hâkimiyetine girmişti. 

     Rus Çarlığı, kadim Türk Yurtlarından olan Altay ve çevresini ele geçirdiğinde, tam bir hâkimiyet sağlayamamışlardı. Kalıcı olmak, durumlarını perçinlemek için sömürgeci politikalar uyguladılar, yeni yerleşim bölgeleri kurdular, göçmenler getirdiler, yer altı kaynaklarına, maddi zenginliklere el koydular, ağır vergiler aldılar, inançlarına müdahale ettiler.  Fakat bu yerlerde yaşayan Türkler, çok zamanlar geçse de eskiden beri yaşadıkları adetlerini,  Şamanizm’e ve Göktanrı inancına ait bazı esaslarını korumuşlardı.  Rus ilim adamları ve misyonerleri hem bu bölgeleri tanımak hem de Hıristiyan yapmak için oraya donanımlı, inanmış ve azimli kişileri bu topraklara yollamışlardı. Verbistki bu Rus misyoner ve Türkologlardan biridir. 

     Vasili İvanoviç Verbitski 1827 yılında Nijogorod şehrine yakın bir köy de doğdu. I Petro’(büyük-deli) tarafından kurulan İlahiyat Yüksek okulundan mezun oldu.( Petro döneminde eğitim alanında askeri okullarda da dâhil, eğitim reformu yapılmış ve pozitif bilimlere önem verilmişti.)  Bu okullarda dini eğitimin yanında, Grekçe, Latince, İbranice, Fransızca, Almanca dil öğrenimi ile fizik, matematik, resim gibi alanlar da öğretilmekteydi. 26 yaşında Ulala’da Seyyar Misyoner Kilisesinde, Papaz olarak göreve atıldı. Altay Misyoneri ve Efsanevi Rahip adıyla anıldı. Bitki, dil bilimi, inanç ve gök bilimi sahalarında yazdığı eserler Altay Türklüğü sahasında mühim eserler yayınladı.

         Altaylılar’ın şaman dua ve İlahilerini ilk defa tespit eden etnografyacı, rahip Verbitski’dir.  Bu çalışkan rahip, Altay ve Aladağ Türk Lehçelerini çok iyi bilmektedir ve Şamanist Türkler arasında kırk yıl kadar bir müddet yaşamıştır. (1)  19. yüzyıl ortalarında Altay ve Yenisey’li Türk boylarından derlediği efsanelerden biri,  dünyanın sonunun anlatıldığı, Kalgançı Çak  “ kalacak olan çağ” isimli olandır, nasıl güzel bir edebi metin olduğu bellidir ve konusu şöyledir:

     Kalgançı Çak geldiği zaman, gök demir, yer bakır olur. O çağda dünya bozulur; yer ve insan nesli mahvolur, kara yer ateşle kaplanır. Fitne ve fesat saçan gaddar rüzgâr insanları heyecanlandırır. Türe bozulur. Tepeler çalkanır; demir üzenginin dibi delinir. Çuvaldızın deliği yırtılır. Ulus bozulur. Dağlar sallanır, çukurlar-hendekler yıkılır, gök gürler, kenarı açılır, deniz çalkanır, dibi görünür, yerin altı üstüne gelir; gök sallanıp eteği açılır, deniz dalgalanıp dibi görünür; Ay ve güneş aydınlık vermez, ışıksız olur. (2)  Diye devam eder. 

     Verbitski, Hıristiyanlığı yaymak için, dağ taş demeden bütün Altay kabilelerini gezmiş, bölgenin inançları, adetleri, dini törenleri, giyim kuşamları, geçim kaynakları, edebiyatları,  dilleri ile ilgili bütün verileri,  yörenin iklim şartları ve özellikleri hakkında bilgileri toplamıştır.  O, birlikte olduğu bütün insanları dinlemiş, yardım etmeye uğraşmış, onların sağlık sorunlarını halletmeye çalışmıştır, insanlar, ondan medet umar hale gelmiştir. Okullar açmış, bu okullarda Türk çocuklarına Rus dili, kutsal kitap, Hıristiyanlık eğitimi ve kilise musıkisi ile ilgili dersler vermiştir.

     “ Yanına tercüman alarak bazen yaya bazen at üzerinde bazen kızaklarla çetin ve tehlikeli şartlar altında ormanları, dağları, tepeleri, nehirleri aşarak uzak bölgelerde yaşayan Altay yerlilerine Hıristiyanlığı anlatmak üzere günlerce süren seferlere çıkmıştır. Bu çetin yollarda bazen açlığa susuzluğa katlanmak zorunda kalmıştır. Uzun ve ıssız yollarda dinlenmek üzere çadır açarak kamp kurmuş, ısınmak ve sineklerden hatta zaman zaman karşılaştığı ayılardan korunmak için çadırın etrafına ateşler yakmış. Bu uzun yollarda temel gıdası sadece peksimet ve çay olmuştur.”(3)  

     Verbitski, Altay dillerini ve lehçelerini de öğrendi, 2117 Altaylı’yı Hıristiyan yapmakla iftihar etmişti, yazdığı eserler hâlen kıymetlidir. Başarılarından dolayı pek çok nişan alan rahip, sonunda piskoposluk makamına da yükselmişti.  

Onlar bizi tanımaktadır, bizler de kendimizi tanımak için çalışmalıyız.

1-A. İnan Tarihte ve Günümüzde Şamanizm TTK.1986. s.120

2-A.g.e. s.24-5. 

3-Fatih Ünal. Altay Misyoneri Verbitski. Dede Korkut Dergisi sa.17. 2018

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.