Bu süreçte birçok insan gibi biz de hafta sonlarını iple çeker olduk.

Malum kalabalıklara karışmamak gerekiyor. 

İnsandan insana bulaşan virüsün uğramadığı alanlar dağlar, ovalar, bayırlar ormanlar olsa gerek. Bunun farkında olan yurdum insanı fırsatını bulduğunda soluğu tenha yerlerde alıyor. Ailecek şehrin karmaşasından uzakta oksijeni bol, sakin bir yer arayışında aklımıza ormanlar, dağlar, kırlar ve ovalar geliyor.

Bugün Salihli üzerinden Bozdağ'a doğru gittik. Gökköy, Allahdiyen, Bozdağ ve Tekke mahallelerine uğradık. Kırkoluk Çeşmesinde soğuk kar sularını yudumladık. Ancak daha önceki yıllarda Kırkoluk yüzlerce yıldır aktığı şekliyle aynı yerinde ve tüm doğallığıyla akarken şimdilerde yerini değiştirip bir tesis kurmuşlar! Keşke yüzlerce yıldır kendi halinde akıp duran ve efsanelere, halk hikâyelerine konu olan Kırkoluk Çeşmesinin yerini değiştirmeselerdi! 2017’de tarihi çeşmenin taşınması garip olmuş. Her ne kadar haklı gerekçeleri olsa ve yaz aylarında yolun trafiğe kapanma durumu görülüyorsa da yolun genişletilmesi daha basit ve kesin çözüm olabilirdi. Ancak anlaşılmayan bir şeklide tarihi Kırkoluk çeşmesinin yeri değiştirilmiş!

Kırkoluk’tan gönlü kırık ayrılırken karşımızda bölgenin en yüksek dağlarından birisi olan Bozdağ’ın eteklerine tutunmuş yazın doğa sporlarına uygun havası serin, kışın kış sporlarının yapıldığı Bozdağ kasabasını göreceksiniz. Ceviz, kestane ve meşe ağaçlarının çepeçevre kuşattığı belde Lidyalılara kadar giden tarihi geçmişiyle insanlara sakin ve güvenli bir hayat telkin ediyor.

Bölgenin köklü tarihi Lidyalılardan Perslere ve Birgi merkezli Aydınoğlu Beyliğiyle Türklere uzanan süreçte Türkleşmiş. Bunu günümüz insanının yatır olarak kabul ettiği mezarlardan anlamak mümkün. Bölge insanı üçler, beşler, yediler ve kırklar mezar ya da yatırı olarak kabul ettiği mezarlara ayrı bir önem veriyor. 

Bozdağ’a girerken sizi selamlayan ve bölgede Yunan işgaline karşı duran Postlu Mestan Efe’nin ve Kuvayı Milliye ruhu bölgede her dem tazeliğini koruyor.

Bozdağ’ın Osmanlı için de büyük yeri ve önemi olduğunu söylemeden geçmeyelim. Saruhan Sancağı Manisa’da oturan Osmanlı şehzadeleri yaz aylarında Bozdağ’a giderlerdi. Hatta Şehzade Sultan Mehmet (II)’in yaz aylarında eğitimini Bozdağ’da aldığına dair bilgiler mevcuttur. Molla Gürani’nin Bozdağ’da Fatih’e ders verdiği medresenin kalıntılarını görmeniz mümkün.

Manisa Sancak beyliği de yapan II. Selim’in oğlu III. Murat’ın Bozdağ yaylasında doğduğunu söyleyelim. 

III. Murat babası II. Selim’in Saruhan Sancak beyliğiyle Manisa’da bulunduğu sırada Bozdağ yaylasında Nurbanu Sultan’dan doğdu. (4 Temmuz 1546)

Bozdağ'da kar karşıladı bizi. Yer yer 2200 metreyi geçen yüksekliğiyle temmuz aylarına kadar beyaz örtüsü eksik olmayan Bozdağ’ın muhteşem görüntüsü her mevsimde bir başka güzeldir.

Bozdağ'ın meşhur pidesi, patatesi, katmeri, taban simidi, köpük helvası ve güleç yüzlü insanlarıyla birlikte güzel, derin ve zihin sakinliğinde bir gün geçirdik.

Yurdum insanı bu mevsimde karlarda dolaşma, gezip tozma deyince yurt dışına çıkmayı ya da kayak merkezlerine gitmeyi düşünüyor. Ancak Bozdağ gibi ister kayak yapma isterse temiz hava bol gıda anlamında günübirlik kültür gezileri yapmak için etrafımızdaki nimetlerin farkında değiliz. 

Bir saat yolculuktan sonra çıktığımız dağlarda farklı duygular yer açma, sakin bir zihin ve oksijenin sarhoş edici coşkusunu yaşmak;  Tekke Köyünde yazlığı olan dostlarla görüşmek, Ödemiş'e selam vermek,  koyun yoğurdundan ayran içmek… katmer, ceviz, pekmez ve ballarla zenginleşen bir günün göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidivermesi ve gün batımını Bozdağ’da seyretmek doyumsuz bir keyif.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.