Nasıl bir ülkede yaşıyoruz ki her gün toplumun bir kısmı öbür diğer kısmına küfürler yağdırmakta. Bir diğer kısmı da onlardan aşağı kalır bir yanı yok. Kimse kimsenin ne söylediğini dinlemiyor ve sadece kendi doğrularından demle veryansın etmekte diğerlerine. Politika da adap diye bir şey kalmadı. Her gün liderler birbirine hakaret etmede ve birbirlerini gerçekleri saklamakla itham etmekle ve bu vatan hainliğine kadar gitmektedir. Bu ülke oldu bir muz cumhuriyeti.. Kanun hukuk tanımamazlık, hukukun her gün çiğnenmesi ve Devlet saygınlığının her gün ayaklar altına alınması. Karşı fikirlere hayat hakkı tanınmaması gibi kuralsızlıklar sıradanlaştı bu ülkede. Herkes ve her kafadan bir ses çıkmada Anayasa referandumundaki anayasal değişikleri anlatmak yerine birbirlerine en ağır hakaretleri yapan siyasetçiler. Bu millet bu salvoları her gün duymak mecburiyetinde mi? Her köşe başı "evet" ve "hayır" larla dolu milletin kafası kazan gibi oldu. Ama güzel olan şu ki kimse be reklamları takmıyor ve işine gücüne bakmada. Milletin en önemli, derdi geçim. Hayat pahalılığı altında ezilen kitlelerin bu afişleri görecek zamanı ve de niyeti yok. Kimsenin umurunda değil cumhurbaşkanının yetkileri kuvvetler ayrılığı ya da cumhurbaşkanının çıkaracağı kanun hükmünde kararnameler. Halk kendi derdinde. O aldığı sınırlı hatta sınırın altındaki maaş ile aybaşını nasıl getirebilirim, nasıl çoluk çocuğumun geçimini nasıl temin ederim. hayat pahalılığı karşısında nasıl ayakta kalabilirim? Halk bunun hesabında. Yani günlük derdinde. Onun cebi para görsün mutfakta tenceresi kaynasın. Halkın derdi bu. Beyefendiler ise referandum derdinde.... 3 Yanımız hain ve düşmanla dolu ve 3 cephede savaş vermekteyiz...Ordumuz eski gücünü yitirdi yeni kararlarla...Hakim sayımız 12 binden 8 bine düştü adalet kör topal...Fetöden mağdur edilmiş insanlar ki 100 binleri aşmakta... bunlar yargı sonucu beklemekte...Kuzey Iraktaki şempanzenin biti kanlandı...yeni oldu bittiler ile Kerkük'ü yutma peşinde ...Rusya her zamanki gibi kendi çıkarları peşinde. Akdeniz’de tutunmak adına her türlü kıvraklığı yapmakta... ABD ise bir başka alem...YPG ile PYD yi silahlandırma ve kendine ve İsrail’e Orta Doğu'da yer edinmenin peşinde ama eninde sonunda Türkiye'ye muhtaç olacak...Çünkü ileri bir tarihte Çin'i baskılamak adına pasifike açılacak...hem de ağırlığınla..O zaman Orta Doğu da hakim güç kim kalacak ? Türkiye'den başka bir güç var mı?....Ama ABD'nin bu günkü politikasını anlamak mümkün değil... El-Bab'ta sıkışan Türk askerleri...Fırat Kalkanının sonu ne olacak bilen var mı? Her bir soru işareti...Ama bu durumda bile yetkili ve etkili kişiler hala birbirleriyle kavgada...Ama ortak olan laf  "Memleket Bekası"....(!)...Bu nasıl bir beka sorunu ki herkes sorumsuzluğun son kertesinde.... Bilindiği gibi Orta Doğu'nun iki güçlü ülkesi var Türkiye ve İran...BOP'çular Orta Doğu da son darbeyi vurmak ve ulus devletleri mikro devlet haline getirmek adına bu iki dost ülkeyi mezhep farklılıkları adı altında savaşa sürüklemenin hesapları içindeler...Bu iki ülke bu oyuna gelmemeliler...Orta Doğu bir yazarın deyimine göre "dokuz bilinmeyenli bir yer.....kimin eli kimin cebinde belli değil...." Burada çok akıllı ve doğru politikalar yürütmeliyiz. Geriye dönülmeyen ya da dönülmesi güç politikalar bizi onulmaz dertlere sürükler. Tıpkı Suriye politikasında olduğu gibi.. İmparatorluk bakiyesi doğan bir millette kahraman olduğu kadar haininde bol olması mukadder. Ama yönetenlerin bu hainlere fırsat tanımaması gerekmekte. Şimdiki hainler o yüce dinimizi kullanarak da hainlik yapmaktalar...Allah, Kitap, din, iman deyip her türlü melaneti yapıp bu devlete bu ülkeye hainlik yapanların din ile iman ile ne alakası var? Bunlar sadece mütedeyyin insanları din Allah ile kandırıp amaçlarına alet etmekteler...Politikacı da bu gibi insanları devlet kadrolarında hem de önemli noktalarda görev vermemeli...Hepsinden önemlisi de o tarikat adı altındaki kuruluşlar ilgili bakanlıklar tarafından sıkı bir denetime tabi tutulmalıdır. Din ile devlet işleri birbirinden bağımsız olmalıdır....Neticeyi hep beraber gördük.. Artık demokrasi ve insan hakları bu ülkede yerine oturtulmalıdır...Demokrasicilik oynamak kimseye bir fayda getirmiyor...Ancak ülkeye ve onun rejimine zarar vermede....İnsan hakları önemsenmeli ve yargıda tam bağımsız olup davalar gecikmemelidir...Fikirlerden zarar gelmez ama sadece kafada kalıp eyleme dönüşmedikçe...İslamda meşveret, Türk'te Kurultay vardı...İnsanlar birbirini tanımalı ve anlamaya çalışmalıdır.. En iyi farklı fikirler çok kafadan çıkar...Bu da elbette doygun bir eğitimle olur...Maalesef bilgi ve birikimden ve yeteneğe uzak bir eğitim sistemimiz var...ezbercilikle nereye kadar ?...Bir ulusun kaderinde olmazsa olmaz bu saydıklarımız...Ama maalesef her şey laçka bir haldeyken hala bir birbirimizle can siprane kavga halindeyiz...Ama biz birbirimizle uğraşırken çevremizde gelişen olaylar geri dönülmez bir biçimde bizi etkilemekte. İnsan gazete, televizyon ve sosyal medyaya baktığında görmek istemediği bir çok haber ve olay ile karşılaşmakta ve ülke adına hicap duymakta... Netice itibari ile bir kaos içinde yaşamaktayız. Her gün kavga küfür bağırış çağırış tehdit....Türkiye bu olmamalı....

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.