Teşikltı- ı Mahsusa, Türk Ordusu içinde gizli bir ihanet ve bölücü Arap örgütünün varlığını tespit edince durum ve alınacak tedbirler Hükümete bildirilir. “ El   Ahid” ve “ Cemiyyetül  Suriyetül  Arabiyye” örgütlerinden haberdar olan hükümet durama el koyar. Teşkilat-ı mahsusa, örgütün hükümete ve meclise kadar sızdığını, geniş kolları ile Arap kökenli subayların örgütü yöneterek özellikle Orta Doğu topraklarında hakimiyet mücadelesine giriştiklerini öğrenir. El Ahid örgütü sadece Arap subaylardan oluşturulmuştur, birinci aşamada elemanlar tespit ediliyor, ikinci aşamada ise yemin ederek kendilerine verilen emirler doğrultusunda hareket ediyorlar. 

       Yapılan incelemeler sonunda özellikle Arap topraklarına atanan Arap kökenli subayların çokluğu üzerinde durulur, ayrıntılara girildikçe örgüte mensup subayların askeri bir darbe hazırlığı içinde oldukları görülür. Yüksek rütbeli iki Arap kökenli subay tespit edilir, bunlar Albay Selim Hafız El Cezairi ile Aziz Ali’dir. Bu iki Albay, Trablus’ta da görev almışlardır amaçları ise eğer İtalyanlar Libya’dan çıkarılırsa bu bölgede Arapların bağımsızlığını ilan edeceklerdir.  Trablusgarp Mebusu Sadık Bey, bu iki hani suçlamakta ve” Bu adamlar gizli maksatlarla burada bulunuyorlar.”  El Ahid örgütü içindeki çok sayıda kişi, Teşkilat-ı  Mahsusa tarafından iyice kapana kıstırılmış, bir kısmı korkutulmuş, bir kısmından da  vaatler alınmıştır. Selim El Cezairi istenilen bilgileri verdiği takdirde dokunulmayacak kişiler arasındaydı, yeni bir kimlik verilerek ülkesi Cezayir’e gitmesine izin verilir, 1914 yılına kadar verdiği bilgiler yararlı olur. 

       Aziz Ali El Mısri ise idama mahkum edilir fakat cezası daha sonra hapse çevrilir. Aslında Ali’nin bağışlanması Arap dünyasına bir jest idi, Teşkilat-ı Mahsusa’nın fedaileri Şam’da bulunan Fransız Elçiliğine gizlice girerek önemli bilgi ve belgeleri ele geçirirler. Kuşçubaşı Eşref Bey, bu olayı şöyle anlatır: “ Uzun süredir ardında koştuğumuz gizli belgelerin Fransız konsolosluğunda olduğunu tespit etmiştik. Aslen mısırlı olan ve daha sonra İngilizlerin idama mahkum ettikleri Hüseyin El Riyad adlı vatansever gencimizin cesur sızması sonucunda konsolosluğun gece bekçilerinden birini elde etmiştik. Fransız elçisinin davetli olarak Konsolos Burje’nin İstanbul’a hareket ettiği gece konsolosluğa giren üç fedaimizin eliyle bütün belgeleri almıştık. O gece Şam’da ender görülen fırtınalı hava işimize yaramıştı.”

       Elde edilen bu belgelere göre Dr. İzzet El Cündi ve Abdülvehap El İtrak iki taraflı çalışıyorlar, Maksut El Atraş Beyrut’taki Amerikan Kolejinden maaş almaktadır.  Osmanlı Millet Meclisindeki Arap kökenli mebusların bir kısmı da bu gizli örgüt mensubu oldukları anlaşılınca derhal Mahkemeye verilmişlerdir. Ayrıca çok zengin bazı Araplar da yüklü miktarda para harcayarak Araplar arasında yayın işlerine girmişler ve gazete, dergi çıkararak Türk düşmanlığını körüklemişlerdir. Bütün bu yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin, El Ahid örgütünün arksında Fransa, İngiltere ve hatta Amerika gibi ülkeler çıkmıştır. Orta Doğu’da bulunan tüm yabancı kolejler ve misyoner okulları geri planda Arap ayrılıkçılarına destek olmuşlardır.  Hıristiyan Arap Kilisesi binlerce Arap gencine Amerika’da öğrenim görme imkanı sunmuşlar ve burs vermişlerdir. Burs vermenin iki şartı vardır: Burs alacak Arap öğrenciler siyaset, tarih ve sosyal alanlarda öğrenim görecekler ve akrabalık yoluyla da olsa Türklerle ilişkisi olmayacaktır. 

KAYNAK: teşkilat-ı Mahsusa ve Türk İstihbarat Tarihi- Tahir Yörükoğlu 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.