60 seneden beri kitap, gazete ve dergi okumaktayım, bu onulmaz hastalık bana babamdan miras kalmıştır, zaten miras olarak da sadece babamın kitapları kalmıştı. Bütün günüm okumakla geçiyor, olumlu ve olumsuz manzaralarla karşılaşmaktayım. Son yıllarda basın mensuplarının arasında öğrenim seviyesi yükselmiştir, olumlu gelişmeler de görülmektedir ancak bazı kendini bilmezlerin yüzünden gerek Genel ve gerekse Yerel basında olumsuz durumlar da yaşanmaktadır.

Yerel basında görevli bazı muhabirlerin yeterli öğrenimi, hayat tecrübesi, meslek ahlakı yoktur, böyle kişiler her basın mesleğine ve hem de çalıştığı gazetelere zarar vermektedir. Boynuna bir fotoğraf makinesi asan kişi, kendisini hesap sorma yetkisine sahip Devlet Denetleme Kurulu Müfettişi zannetmektedir. Bazı muhabirler de kendilerine maddi ve manevi çıkar peşinde koşar, dedikodulara dayanan yalan haber üreterek, kişileri ve kurumları zan altında bırakırlar. " Aldığımız bir habere göre, iddia edildiğine göre,, ismini açıklamayan bir yetkiliye dayanarak" gibi ibarelerle kendilerini hukuki sorumluluktan kurtarmak amacıyla masa başında haber uydururlar. İftiraya uğrayan kişi veya kurum kendisini aklayıncaya kadar bu leke alınlarında kalır, tekzip yazısı aylar sonra yayınlanır ve aradaki süre içinde kişi veya kurum yıpranır. " Bazı şeylerin şuyuu, vukuundan beterdir." Dürüst basın mensuplarını tenzih ederim.

Manisa Merkezde yayınlanan bir günlük yerel gazetede çalışan ismi bende mahfuz bir muhabir ve aynı zamanda köşe yazarı, bir mahalle muhtarımız ile yaptığı hayali röportajı gazetesinde yayınlayınca, o günkü gazeteyi arkadaşım Muhtara götürüp gösterince şaşırdı ve kendisinin bir röportaj yapmadığını ve bu sözde muhabiri de hiç görmediğinin söylemişti. Aynı muhabir başka bir tarihte yayınladığı röportajda güya şehrimizin kültür duayeni bir büyüğümüzle röportaj yapmıştı, bu değerli ağabeyimiz de bana bu muhabiri tanımadığını ve böyle bir röportaj yapmadığını söyledi, zaten yazılanların tümü yanlış ve yalandı, asparagas haberdi. Muhabir, aklına geleni yazarken sap ile samanı karıştırmıştı. Geçmiş yıllarda böyle bir yalan haber ve iftira yüzünden iki defa soruşturma geçirmiştim. Mesleğini ifa ederken kendisine çıkar sağlayan, çalıştığı gazeteyi kullanan, dolandırıcılık yapan, borcunu ödemeyen, başkalarına iftira atan, kendi siyasi görüşüne göre haber yapan, belli kişileri ön plana çıkaran, taraflı haber yapan kişiler önce itibarını, sonra da işini kaybederek, çalıştığı gazeteden uzaklaştırıldılar, sepetteki çürük elmalar temizlenmiş oldu. Gerek yerel ve gerekse Genel basında işgal ettiği köşesinde her devrin adamı olan sözde yazarlar, belli yöneticilere yağ çeken dalkavuklara A.B.D. Basınında "KAHVERENGİ BURUNLULAR" diyorlar.

1960'lı yılların ikinci yarısında bir Gençlik Derneğinde yönetici iken Yerel Basın mensubu ağabeylerimizle röportajlar yapar, Dernekteki çalışmalarımız hakkında bilgi verir, yerel basındaki muhabir ve köşe yazarı ağabeylerimizin bilgi ve tecrübelerinden faydalanırdık. Bu gazeteci ağabeylerimiz mesleğinin namusu ve ilkelerini korurlardı, dürüst insanlardı. Bir yazar arkadaşımın ısrarı ile 2014 yılından beri bilgi birikimi aktarmak ve paylaşmak amacıyla iki mahalli gazetede, İstanbul'da yayınlanan aylık bir dergide ve yedi ayrı sitede makale yazıyor, tarihi belge, bilgi ve resimleri yayınlıyorum. Gerek kendi ilçemde ve gerekse Manisa Merkezde çok değerli gazete sahipleri, Yazı İşleriz Müdürleri, Köşe Yazarları ve Muhabirleri de tanıdım ve onlarla aynı gazete çatısı altında bulunmaktan onur duyuyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.