Allah’ım ne günlere kaldık.
Bazen kütüphaneye eski gazeteleri okumaya giderim. Güncelliğini kaybetmiş pek çok konu çıkar karşınıza.
Siyasi yazı ve haberlerin değeri azalmış gibidir.
Yüzeysel olarak önemi geçmiş gibi görünür.
Derin de ise bugünü etkileyen detayları yakalamak mümkün.
Ama emniyet teşkilâtını ilgilendirenleri incelerseniz, toplumun ahlâk ve suç unsuru oluşturacak konularını daha seyrek bulursunuz.
Seneler ilerledikçe, pek acıdır ama emniyet teşkilâtını ve mahkemeleri ilgilendiren konuların giderek arttığına, üzülerek şahit olursunuz.
Son seneler de, polis başlığı ile telefonumuza gelen ikaz mesajları hepinizin malûmu, demek öyle bir durumdayız ki devletimizin bu güzide birimi vatandaşını dikkatli olmaya davet ediyor. Nerelere geldik.
Ahlâki çerçevede, hukuki ve sosyolojik olarak devlete ve insan haklarına yaşamına saygı da hangi noktadayız.
Mecburen alınan tedbirleri ve bu aziz milletin geçmişini düşünerek; atalarımızın nice mücadele ve fedakârlıklar ile attığı temellere ne kadar ters düşer olduk.
Milletimizin tarihte ki örnek hâlini özlüyoruz.
Kapımıza kilit vurmadan evimiz de oturmak, arabamızın, motorumuzun kilidi açık bırakıvererek kenarda işimizi görmek, güven için de. Dükkânımızın kapı önüne bir tabure koyarak, vakit namazını kılıp gelivermek ne kadar hoş olurdu eskisi gibi.
Ey vatandaş! Uyan ve kendine gel.
Emniyet teşkilatına ne kadar az iş düşerse, sen o kadar rahat uyursun. Güzel ahlâk yaşamı huzurlu kılar ve gündem hep tertemiz olur.
İşte o zaman millet özlediğimiz millet olur, Dünya’ya örnek.
