Bazen televizyon programlarında, belgesellerde Pakistan, Hindistan ve Afganistan’da kamyon, kamyonet ve otobüslerin ilginç şekillerde, renklerde ve çeşitli desenlerde süslendiklerini görmekteyiz. Bu süsleme geleneği genellikle Asya Milletlerinde ve ülkelerinde adeta moda olmuştur, Asya, Uzak Doğu ve Orta Doğu’da yaşayan Milletler gösterişi çok sevmektedirler.
Bizim ülkemizde ise eskiden beri otobüs ve kamyonların ön kısmına, alnına “ Allah Korusun, Maşallah, Allah’a emanet. ” gibi yazılar yazmak bir gelenek haline gelmiştir. 1960’lı yıllarda en çok yük taşıma işlerini Nevşehirli kamyoncular yaparlardı, birkaç kişi bir araya gelerek ortak bir kamyon alarak, Mersin ve Adana’dan yükledikleri karpuz, sebze ve meyveleri Ankara ve İstanbul gibi uzak şehirlere taşırlardı. Taşıma işlerinde kara trenler de kullanılırdı ama sebze ve meyve çabuk bozulduğundan kamyonla taşınması tercih edilirdi. Çocukken yaz tatilinde tren vagonlarına karpuz atarak yükleme yapardık böylece harçlığımızı çıkarırdık, o tarihlerde ülkemizde tır ve tır taşımacılığı yoktu. Kamyon garajında kamyonların kasasına yazı yazan, resim yapan bir ressam amcamız vardı, elindeki fırça ile araçlara yazı yazardı.
1960’lı yıllarda Türkiye’ye gezmeye gelen bir Avrupalı turist hangi ilimize gitse kamyon ve otobüslerin ön kısmında “ Allah Korusun, Allah’a emanet, Maşallah” yazılarını görünce bu yazıların şirket unvanı olduğunu ve dünyanın en büyük taşıma şirketinin Türkiye’de bulunduğunu zannetmiş. Araç yazılarından başka araçlara yön gösteren ilginç yazıları da ülkemizde görmek mümkündür. Anlatırlar ki Kastamonu’da eskiden yollar hep virajlı imiş, köylüler bir köy girişindeki viraja tabela koymuşlar, tabelada aynen şöyle yazıyormuş: “ Dikkat, daş düşebülür, tomofil çıkabülür, ayı çıkabülür, her şey olabülür.”
Mahallemizde Mustafa isimli bir arkadaşımız Adana- Mersin karayoluna gider, elinde defter ve kalemle yol kenarına oturur ve arabalardaki ilginç yazıları defterine yazardı, araba hastalığı dolayısıyla ortaokulda okuyamadı, seyyar çerçi oldu. 1980 yılında askerde iken Tekirdağ’da gördüğüm kamyonun arkasındaki yazıyı hiç unutmadım, “ Bizi çekemediler, halat koptu.” Demek ki kamyonun ağırlığı fazla gelmiş ki halat çekememiş, kopmuş. İlginç araç yazılarından bazıları şöyledir:
Nazar etme ne olur, çalış senin de olur. Babam sağ olsun( Anam sağ olsun diyeni görmedim.). O şimdi asker. Bir sana bir de uykuya hasretim. Alem bana, ben sana hastayım. Hatalıysam, sıkıysa ara. Miras değil alın teri. Rahmetli de böyle sollardı. Hızlı yaşa, genç öl. Dünyada her şey paraysa üstü kalsın. Beni bir tek sen anladın, sen de yanlış anladın. Gelirse gelü, gelmezse gendü bülü. Dikkat, arabada Laz var. Allah’a emanet. Allah Korusun. Hadi gari, devam et. Sollama beni, sollarım seni. Yolların kralı. Alırsın bir Ford, olursun bir Lord. Alırsın bir Şevrole, gidersin devrile devrile. Şoförlerin ustasıyım, Man’ın Hastasıyım. Yollar kardan kapandı, trene yükledim kamyonumla geliyorum. Yüküm taşınır Tır’la, Tır’ı görünce yola fırla. Servetim taşınır tır’la, ömrüm geçti dırdırla. Dünyada Man, ahrette iman. Ön teker nereye, arka teker oraya. Allah, tekerimizi ters döndürmesin.
